Silkroad Onlinenin Hikayesi
A MURDER STORY
A Murder Story Bölüm/Episode:1
Rain....The Bad Rain....
Janganın uzun ve çatlak yolları arasında elindeki 21 lvl power¤¤¤¤ ıron bow unu sıkıca kavrayarak,yağmurun asice aşındırdığı büyük kapıdan yavaşça girdi kapının onunde pk yapan playerlara aldırmadan...Yağmurun uğultusu oyundaki yoğun lag'ın ve dışarıyı çepeçevre sarmış olan sisin arkasında kulaklarını delicesine çınlatıyordu...ilerledi...kapıdan dışarı son bi kez baktı.Bugun farklı bir gündü!İlk defa bir sabaha yağmurla başlıyordu,herbalist yangyunu yanına yaklaşarak bir iki stall'e baktıktan sonra chulsan anger görevini vermek için iri yarı,izbandut chulsanın yanına inkarcı adımlarla sokuldu...
Rewarded...
Artık questler oyuna yeni başlamasına rağmen onu gerçekten çok sıkıyordu...Görevleri vermekte biraz gecikiyordu chakji gorevini bütün olumsuzluklara karşı bitirmiş,fakat chulsanın bu gorevini hiç görmemişti!Parmaklarının yavaş yavaş ağrımasına sebeb olan mouse'yi,1.5 gündür uykusuzluktan kavrulan,ölü,umutsuz bakışları arasında repair ikonuna doğru getirdi...Birden derin bir inlemeyle oturduğu koltuktan gözleri açıldı...Evet tahmin ettiği şeydi altını yoktu!Hepsini mana ve healt pot. lara harcamış,son aldığı bow'undan sonra artık hiç parası kalmamıştı...Farklı bir güne benziyordu en başta dediği gibi!Yağmur bilinçsizce yağmaya,sert kayaları umarsızca dövmeye devam ederken,gözleri arasından kayıp giden siyah çizgileri artık net göremiyordu...Ürkek kolu yavaşça klavyenin altından süzülüp koltugun arasına sıkışınca, etraftaki bardakları,çöpleri bir kenara iterek derin ve bitik bir uykuya daldı...
----------........-------.......
Saat:14:00
Atların o kulak dolduran nal tıkırtıları,beyaz,meçhul gökyüzünden uçuşan kuşların ümitsiz haykırışlarıyla birden uyandı...Hayır! Bu ses kuşların sesi değildi,eğildi yere düşen telefonun aksi bir tavırla kulağına dayadı daha sonra chulsanın yanında durmakta olan karakterine bir selam çakarcasına,gerindi siyah koltugunda ellerini çatlatarak...Tekrar oyunu koyuldu!İlerledi onunden bir Hunter geçiverdi birden...arkasından da kırmızı...evet kırmızı...nick'i kırmızı olan bir karakter...Heralde yüksek lvl birisi diye geçirdi içinden!Şimdi bu farklı günde farklı bir şeyler deneme zamanıydı...yağmur kimbilir kaçkere gölgeleri sarartmış,kaç kere renksiz bulutların ölü semalarında akıp gitmişti istemeden...ama hala yağıyordu...Yağmur karakterinin ela büyük gözlerinden akarak,üzerindeki sert deri armorundan süzülüyor ve nihayet derin bir uğultuyla kendini sert,ıslak zemine bırakıveriyordu...Afalladı!PK diye bir şey duyuduğunu hatırladı...yarım kalan tiger görevini yapmak için stablede at aldıktan sonra bandit den kalesinin onundeki tigerlar gitmek üzere yola koyuldu...orada herzaman kendi lvl sinde PK yapacak bir adam bulunurdu...işte bunu öğrenmek ve bu renksiz,bayatça akıp süzülen yağmura bir anlam,güne bir değişklik katmak için bügün PK yapacaktı...evet işte "A murder story" başlıyor arkadaşlar...
----....-----..... ----......... -----............... --------...... ----........
Atını dolu dizgin sürerek etrafta monster kesen adamlara alay edercesine bakarken birden onunde siyah bir huzme ile irkildi...Bunlar thefti..."sanırım spawn yapıyorlar" diye korkarak geçirdi içinden,kendiside bir-iki defa traderlık yapmış olmasına rağmen bunu bılıyordu!Ama artık bir thefti ve ona göre davranmalıydı!İlerledi,uzun parmaklarıyla atının pot.'unu hazırladı heran atı olebilirdi çünlü...aldırmadan,bandit den kalesine doğru yöneldi...Arka fonda metallicanın "better than you" parçası çalıyordu!Hayır dedi içinden!Metallicanın gazına gelerek kaç kere yatmıştı ki!Yürüdü atını trasnform yaparak,gerekli skilleri hazırladı!Şimdi işin asıl zor kısmı başlıyordu!PK yapacak birisi lazımdı!Delice aramaya koyuldu!Birden altta yazan bir yazıyla irkildi...
-Agwe baba ne haber ya?!
-iyidir kanka senden ne haber kaç lvl oldu?!
-Walla hacım gold ticket diye bi mevzuu keşfetim manyak bir olay lan şu anda 24 üm süpper kasıom hafız
-Hönk?!O ne lan?!
-^^
-lan olm silk diye bir mevzuu var maymun fln aldım lan görücen kanka mevzuu'yu premuım alman lazım hacım 130 silk e fln alıosun gold ticket'ı
-lan olm bizim gibi fakir garip adamın işine gelmez premuım,geç sen onu kanka!neyse benim kasmam lazım!
-Eywallah kanka kolay gele...
İlerledi...uzakta bir iki haykırışa kulak kabarttı,işte sanırım aradığı şansı bulmuştu,geliyorlardı!çalıların arasına girerek,çinden 20 lvl i geçik olmalarını diledi...ve uzun bekleyiş başladı...
-Aa here we are again,heh
...
Gavur lan bu diye geçirdi içinden!İşte şimdi daha zevkli olacaktı..bütün büyüleri hazırladı...mesafeyi koruduktan sonra ilk skilli vurmaya karar verdi...yayını çekti...çekti...çekti....
...skill failed...
Hayır diye geçirdi içinden...arkasından bir iki kişi daha geliyordu,iyice geri çekildi...uygun mesafeyi korumalıydı bu adam tam onun dişine göreydi...adam ayaklarını yeşil çimenlere sürterek kendilerine saldıran tigerlara aldırmadan ilerledi...bandit den kapısının önünden birden büyük bir bağırtı ile inledi herkes
-Muuuurdeeeerr!
-Kill him!
...
-Noooluo la?!
........ (Devam edecek) copyrigth İbrahim ŞANLI //2. bölüm için aşağıya geçiniz...
A MURDER STORY/ Episode:2
RED SİNG...
...Birden ne olduğunu anlamadan irkiliverdi...Karşısında ona doğru gelen biri spear,diğer iki archer olmak üzere 2 adama hızlıca yaklaşıyordu!Nick'i dikkatini çekti...Bu daha demin gördüğü adamın nick ine çok benziyordu...(?)Ne oluyordu böyle...Hiç panik yapmadan sadece auto pot. unu kontrol etti ne manasına ne healt potlarının sayısına bakmıştı...Birden yanında kopan bir sesle sadece karşısındaki adamlara bakakaldı ürkerek:
-YOU BASTARD,HE KİLLED MY FREND!KİLL HİM!
Kaçmayı aklından geçirdi...hayır kaçmamalıydı!Okunu hazırladı ne olursa olsun savaşmalıydı...yağmur hala delicesine bulutların arasından geçip üzerine yağıyor,o hala ne olduğunu anlıyamıyordu...durdu...belki bir şey soracaklar diye bekledi...ama asla böyle olmayacağını oda biliyordu!Ne olduğunu anlamadan,sivri kana bulanmış bir kılıcı vucudunda hisseti...
-Hasss...
Çıldırmışçasına pot basmaya başladı...ileri dogru baktı diğer archerlar ona iyice yaklaşmışlardı!onlar gelmeden bu adamdan kurtulmalıydı...İce kullanarak adamı kilitledi ama bu işe yaramıyordu...öleceğini bildiği halde geri geri kaçmaya başladı...Oyuna bu anda yağdırdığı küfürler,ve ne olduğunu anlamadan karakterine verdiği emirler,her defasından gözleri onune geçen yağmura bakarak sadece 3 kelime haykırdı,böğüren,kıvılcımlı gökyüzüne doğru:
-ALAYINIZA ŞALGAM SUYU!!!
...cold status...
-Aahhh im cured....cured...
Bir darbe ardından...bir arrow combo indirdi adamın üzerine sadece mana basıyor,healt işini bilgisayara bırakıyordu...Saldıran adam iyice yorgun düşmüş afallamıştı,birden ekranın sağ üst köşesinde beliren bir ikon ve kulaklarını çınlatan derin bir inlemeyle irkildi!
-Hay itemler yanıyor!allah kahretsin!
Biraz daha geri çekildi uzaktan adama bir cold wave ardında bir arrow combo ile iyice zayıflattı!diğer okçular ona saldırmaya başlamışlardı...derken swordsman geldiği yere doğru,yağmuru gözlerinin içine alarak,rüzgarıyla geri çekilmeye başladı:
-Aa RUN! this man too strog...SHİT!
okçulardan biri üzerin e doğru bir anti bow missile yolladı...canını çok yakmıştı bu "7 lvl falan olmalı" diye geçirdi içinde ümitsizliğine kızarak!Geri kaçtı demon soul arrow'u denemeliydi bu skill onun atış mesafesini güçlendiriyordu...swordsmanın artık iyice uzaklaştığını kanaat getirdikten sonra elindeki bow'a son bir sert çekiş ile iyice asıldı...
-ALIN ULAN ALIN!
...Critical HİT!... /670/
Autum with flame critical hit vurmuştu!"gösteri bu mudur,budur" diye bagırdı yağan yağmura haykırarak sonuk gözleriyle!Ardından bir anti bow missile ile adamın işini bitirdi...
Şimdi tek bir kişi ile karşı karşıyaydı...Adam bir süre onu kesti!Bakıştılar...Adamın hiddet dolu duruşu ardından tek 2 kelime çıktı onu işini bitirecek:
-DİE YOU MURDER!
-İ NEVER DİE FOOL!TAKE THİS!
Bow'unu iyice gerdi ondan önce davrandı...3 kere arrow combo!critical yok!bir autum flame!critical yok...bekledi adam birden cold status aldı...son bir atışı kalmıştı artık!
-ula siz mi bana yeticeksiniz ulan!şerefsizler!
.....Yerinde gitmeyen birşeyler vardı!İnventory'i kontrol etti...Tahmin ettiği kötü şansızlığı onu yeniden burada bulmuştu işte!
...insufuccient arrow...
-...
-KİLL ME!
-TAKE THİS FOOL!
-....
Birden yanındaki uzun,büyük gövdeli,soluk ağaca saplanan bir ok,ve karşısındaki adamın yere serilmesiyle aniden garip bir korkuya kapıldı...
-Bu da kim lan?!
-...
Karşındaki belirsiz sislerin ardından,parlak,kalın zırhıyla bir adam beliverdi birden...istemeden geri adım attı!Bu da kimdi böyle?!Hayatını kurtarmıştı!Yanına yaklaşınca onunda üzerinde yağmurda gururla parlayan kırmızı bir yazısı olduğunu farketti...
-What are you doing here,man?! (ne yapıyorsun burada bilader?!)
-Eeem..im only have a PK!This fools attack me... (baba valla sadece PK yaptım!sonra bu lavuklar geldi saldırdı bana)
-You are a murder now! (Hafız murder olmuşun valla!)
-What?!What is this?! (nasıı lan...şimdi?!)
-You are killed somebody and win a red nick man! (lan olm oldurusen milleti basarlar işte böyle kırmızıyı)
-im see,you too (eheu lan bana dion ama sende de war hafız)
-^^Yes im too...
-...
-Whats your name?! (isim,nam fln war mı hocam?!)
-Nevermind... (salla bilader)
-...
-İm living alone everday...nothing...this is my story in this game!and your story maybe now started! (ben yalnızların adamıyım bilader...salla...bu benim hikayemdir...ağır adamımdır kusura bakma!belki senin hikayede benim gibi olur!başlıyorsun...)
-Hımm...im dont anderstand!tell me more please (hacım anlamadım ne dıiyosun ya)
-Dont bother me!im need to go!Hunters following me (lan git işine işim var!Hunterlar peşimde zaten)
-...
Gerçekten hayretler içindeydi...adam uzaklaşmaya başladı!Biraz durdu...onu takip etmek istedi birden!İnventory'i hızlıca açtı!Atını yerleştirdi!Bir iki büyü yaptıktan sonra!Kesik kesik yağan yağmurun ardında yavaşça yürüyen adama baktı...
...Murder status dont used a trasport...
-Bu ne lan?! at da kullanamıyoz!süpper iş valla hacım!
İyice kafası karışmıştı...farklı günü gerçekten farklı geçiyordu!İçinde keşke pk yapmasaydım diye geçirsede artık çok geçti!Adamı çiseleyen yağmurun derin gölgelerine saklanaraka gizlice izliyordu...2-3 dk sonra adam birden durdu!Ve arkasını dönerek:
-This is RULE one:A murder evertime running alone! (bu kural birir katil her zaman yalnız koşar!)
-...
-stopped following me!Now go out! (beni izlemeyi kes!GİT!)
-Man,i want to learn more!Please tell me more!What is this?!
-oohhh...This is RULE TOW:A murder never trusted anybody! (bu kural ikiir katil asla kimseye güvenmez! )
Artık Agwe'nin sabrı iyice tükenmişti!Yağmurun delice yağıp gökleri saran bulutlardan çıkıp çimenleri,taşları uğuldatması kesilmişti...Biraz bekledikten sonra:
-Figth me! (kapış lan benimle,gel)
Adam birden bire şaşırdı...durdu!oda murderdı!Agwe'ye doğru yavaşça ilerledi:
-Oww go out!n00b! (git işine,ezik!)
İşte siniri artık iyice taşmıştı...Skillerine RUSH'ı koyarak adama hiddetle bir hareket yaptıktan sonra:
-İM NOT A N00B!FIGTH ME!...
-oke,you want! (tamam,bunu sen istedin!)
2 murder,büyük bir ağacın yanında geçti!ikiside archerdı!Mesafelerini aldılar!Yağmur artık uğuldamıyor,sadece rüzgar esiyordu sararmış çimenlerin kurumuş uçlarında...Nereden geldiğini anlamadığı bir rüzgar yavaşça suratını okşadı fısıldıyarak ince kulaklarına...gölgelerden çıkan karaltılar silahına sinirli bir tavırla vurdu...beklediler!2 katil karşı karşıyaydı...Adam ürkek bir tavırla:
-You want to hear my name?! (adımı duymak istiyormusun?!)
-Yes...
-ALONE RUNNER! (yalnız koşan!)
-...
-You start! (sen başla!)
-NO you start! (Hayır sen başla)
-...
Birde at tıkırtıları duydular...alone runner aksi bir tavırla irkildi!Agwe kaçtığını anladığını sanarak ona bir cold status fırlattı!adam ağacın arkasına gizlice saklandıktan sonra:
-HUNTERS!GO OUT HERE! (Hunterlar geliyor!git buradan!)
-What?! (Hönk?!)
-...
-KİLL THEM ALL!FİND ALONE RUNNER!FİND HİM!
-AHAHAHAHAHHAHAHAHA!
-... (Devam edecek) copyrigth İbrahim ŞANLI
A MURDER STORY/ Episode:3
Hunter's Path!
...Daha ne olduğunu anlayamadan hemen sağ tarafındaki ağacın arkasına atıverdi kendini!Alone runner ona telaşlıca bakıyordu!Büyük ağacın kahverengi yarıklarından süzülen berrak damlalar,sihay saçlarında adeta dans ediyor,daha sonra korkulu bakışları arasında nihayet yere çarpıyordu akıbetlerini bilemeden...
Hunterların sesleri Artık daha net duyuluyor yaklaştıkları iyice belirleşiyordu!Alone runner usulca kafasını ilerletti agacın arkasından!Yağmurun gölgelerdeki esinitisi yüzüne korku ile birleşen bir cesaretle vuruyordu!Agwe'ye bakarak:
-RUN!
-what?!
-RUN!OUTTA HERE!(kaç, git buradan)
Agwe önünde uzanan yamaş,sivri kayalara doğru baktı!Birden meçhul bir rüyada dalıp gitti istmeyerek!Alone runner'ın sesleri kulaklarında sanki yankı yapıyor,çiseleyerek yağan anlamsız yağmurlar gibi hiç bir şey ifade etmiyordu...
-NO...
-...
-AHAHAAH Where are you alone runner?!
-FİND HİM!
Gelmişlerdi işte!ama bunlar bir iki kişi değil tam 7 kişiydiler!üzerlerindeki giyislerden yüksek lvl oldukları açıkça anlaşılıyordu!Alone runner son biraz bekledikten sonra etrafta dolaşan hunterlara,bir yandan da Agwe'ye baktı...Gözlerine gölge gibi dolan rüzgarı arkasına alarak ağacın arkasından fırladı,Agwe'ye arkasını dönerek:
-RUN!
-...
-AHA HE İS HERE!HE İS HERE! (işte,o burada o burada!)
-kill him!KİLL HİM!
Hunterlar birden hareketlendiler alone runner üzerine gelen hunterlara doğru bir bersekker arrow fırlattı teki geride kaldı!Ama diğerleri arkadan geliyordu durmadan pot.basarak gelen diğer adama bir anti devil vawe çaktı bu adamın artık işi bitikti!Ama arkadan gelenler vardı!
-KİLL HIIIM!
Where is the İTEM?!
-ASKED YOUR MOTHER!
-SHİT!
Agwe olanları hayretle izliyor,ne oldugunu anlamıyordu!arkadaki diğer hunterlarda nihayet yetiştiler,bunlar INT. ci olmalıydılar ki hemen öndeki adamlar headl medical hadn basmaya başladılar!
Alone runner sanki üzerine saplanan okları hissetmıyor,göğsüne vurulan kılıçların verdiği acıyı anlamsız buluyor,ensesine inen her mızrağı söküp atıyordu sanki artık iyice acizleşen bedeninden...Agwe arkasını döndü!Başını bitip tükenmez,sonsuz gökyüzüne doğru kaldırdı...ilerledi...ona yardım etmeyi denedi!HAYIR!Bu çok anlamsız bir o kadarda salakça olurdu!Durdu!çaresizce inventory'sini açtı...Return scollunu skill barına koyduktan sonra,uzun elleriyle elvada demek istemediği,güzel bir maceraya uzun elleriyle bitirdi...
...Murder Status Cannot Used A Transport...
"YETER! diye bağırdı üzerine yağan yağmura küfrederek...Artık iyice kızmıştı!Ne at kullanabiliyor nede return scoll basabiliyordu!Alone runner'a baktı...Delirmişçesine savaşıyordu!Ağacın arkasından kendini yavaşça atarak önüne geçen yağmura doğru:
-Murder Rule 3:A murder cannot RUN & Cannot used a Transport!!! (bir katil koşamaz!!!ve transport aracı kullanamaz)...
-...
-Who is this fool?!
Alone runner sanki yıllardır beklediği sevgilisine kavuşmuşçasına gülümseyerek:
-YOUR FATHER! (baban!)
-...
Agwe hemen arkaya doğru koştu int.cileri oldurmek en iyi fikirdi!Hem HP'leri azdı hemde iyi bir yol bulursa onlar kolayca alt edebilirdi!Alone runner'ın etrafında ayrılan 2 hunter onu takip etti!Alone runner bunların tekine frost nova blind atarak iyice yavaşlattı!Diğerine bir autum flame atarak geride kalmasını sağladı!Ama arkada unuttuğu birşeyler vardı:
-Where is the İTEM?!
-...
Hiç bir şey anlamadan arkadaki diğerlerinden daha güçlü duran bir adam arkasından ona öyle bir mızrak savurdu ki!Artık yere düşmesi kaçınılmazdı..
-Aaa...aa.A!
-YOUR WORK İS END!
Agwe olanlara bakakaldı...geri dondu!çıldırmıştı sanki okunu çekti...çekti...çekti...onundeki adamlara fırlattı
...Critical HİT!... /760/
...Cold status...
-alın ulan alın!Bana gelin laan!
Teki yere serildi!Diğer int'ciler onu arkadan kuşattılar!Ama agwe alone runner'a doğru gidıyordu!Alone runner 3 tane adamın arasında agwe nin ona koşuşuna bakarak etrafındakilere:
DİE YOU A.S.SHOLES!
...COMBO... //2560//
İşte buna dayanamazlardı!Teki yere düştü yanındaki diğer adam ise ınt. cilerin olduğu tarafa doğru kaçmaya başladı!
-YOU WİN NOW Alone!BUT This item is my!Wait me!wait!
-Ronin...
Ronin bu belli belirsiz itemin peşindeki murder avcısı!Kaç ay oldu alone runner ın peşindeydi hep parayla adamlar tutuyor,ne kadar Hunter varsa alone runner'ın peşine takıyordu!Onu sağ getirene yada öldürüp itemi alana tam 200 milyon gold para ödülü koymuştu!Alone runner bir iki kere ölmüştü ama item şansına hiç düşmemişti!Çünkü onun olan birşet hep onda kalırdı!
Arkadaki diğer İNT. cide delirmişçisine kaçmaya başladılar...Agwe onlara bir autum flame fırlattı gene critical vurmuştu...Ronin atına binerek yağmurun aydınlatmaya çalıştığı sislerin arasında kaybolup gitti gözlerine çarpan boğuk bir yenilgiyle
-WAİT ME!WAİT ME ALONE RUNNER!
-...
Bir süre sessiz kaldılar alone runner agwenin yanına gitti...ona neden bunu yaptığını ve neden kaçmadığı sordu:
-This is my story... (bu benim hikayem..)
-What story?! (ne hikayesi?!)
Agwe gözlerini alone runner'ın gözlerine dikerek artık kesilen yağmuru duymayarak şunları söyledi:
-A murder Story...(Bir Katilin hikayesi...)
-...
Biraz durdular...Agwe ilerledikten sonra alone runner'a donerek:
-who is this?! (kim bunlar?!)
-Nevermind...Only hunters!But...bad hunters...(boşver,sadece hunterlar...fakat kötü hunterlar...)
-...
-İm need to go town?! (town'a gitmem lazım)
-Really?! (gerçekten mi?!)
-yes...im dont used anymore (evet hiç birşey kullanamıyorum)
-im help for you!!!
Agwe birden arkasını dödüğünde sivri,soğuk bir okun acı tebessümü bedeninde hissetti:
-what are you doing?!
-Dont forget!Murder Rule oNe:a MURDER evertime running alone (bir katil herzaman yalnız koşar)
-...
-im alone runner!Watch out for hunters!
.... Jangan...
(devam ed...etsin mi la?! ) İbrahim ŞANLI
A MURDER STORY/ Episode:4
Alone Men..
//Episode:4// Alone Man...
...Hiçbirşey...Hiçbirşey anlayamıyordu bu olup biten olaylardan!Alone runner'ın hala kim olduğunu bilmıyor karışık kafasındaki bu yıpranmış düşünceleri fırlatıp atmak istıyordu renksiz bulutların dolşatığı sönük gökyüzüne doğru...Durdu!HAYIR!Durmadan Hp si düşüyordu!Bu da neydi böyle?! Üstelik üzerindeki 21 lvl yüzüğüde yoktu...İlerledi soğuk kaldırımların üzerindek sinirli bakışlarıyla eriterek geçti sanki sokakları...Defence traderin yanından geçti!Ve işte yine başladığı yerdeydi...Farklı gün farklı geçiyordu!Fakat fark neydi..."Eğer pk yapmak buysa" dedi..."neden herkesin HP'si düşmüyor?!"daha sonra bir question sing(soru işareti) açtı kafasında...Bekledi HP'si hala düşüyordu!Ne yapacaktı?Burada çaresizce oturmaktan,yardım beklemekten başka çaresi yoktu...Belki yarım saat,1 saat bekledi!Chulsanın yanında!Ama biriside gelip ona ne oldğunu sormadı...Dışarı çıkmayı aklından geçirdi...Yanından geçen bir-iki kervan gözlerine alay edercesine tozları kaçırdı...Daha sonra yanından geçen bir Theft'e Pm atmayı denedi...HAYIR!Neden bu theft?!...Alone runner'a pm atmalıydı evet...!Whisper listinin çaresizce açtı!Adını seçti ve...
...cannot find AL0N£ RuNNeR...
Gözlerinin önünden geçen herkese lanet okumaya başladı...Hala HP si düşüyordu!Dışarıya çıkmaya karar verdi!İlerledi!Arkada bıraktığı herkes "Murdeeerr" diye bağırıyor herkes onu takip ediyordu...Neler olduğunu hala anlamıyordu!Yukarda...evet daha yeni dikkatini çekiyordu!Tam kapıdan çıkacakken durdu!
...PK lvl 20 murder ex:79000...
Bu da neydi böyle?! Murder experience 79000 pk lvl 12...kafası iyice karışıktı!Arkasında ona sırıtarak bekleyen playerlara baktı...Yürüdü...yürüdüler...yürüdü...
-...
-Kesin lan beni izlemeyi!
-?!?!
Yürüdü...arkasındakiler hala onu izliyorlardı!Dışarı çıkıp bir 2 görev yapmalıydı!Tam kapının eşiğine geldiğinde artık arkasındaki adamlar yerinde değil...Tam önündeydi!Safe zone'dan çıkması 1 belki 2 adım vardı!bekledi...adamlar yavaş yavaş dağılmaya başladılar...sadece 3 5 kişi kalmıştı!Çıktı burası east gate'di!Genellikle hep sakin olan bu kapı acaba bugün neden böyleydi?!
-Alayınıza şalgam suyu ulan!
-AHAHAH murdeerr attack HİM!
Ne olduğunu anlamadan birden 3 tane adam üzerine atladı bunların teki daha 20 lvl'i geçememiş bir newbie,diğer henüz 20 lvl olmuş,diğeride en az 23 24 lvl civarında görünüyordu!Hemen onundekine bir cold status asıldı...diğer adama ise autunm with flame ile onada cold status,town'a baktı geri kaçmayı aklından bile geçirmedi,sıra newbie'de idi üzerine tıkladı fakat yine yolunda gitmeyen bir şeyler vardı...
...cannot attack because lvl is too low...
-hay ulan ben böyle işin!!bırakıyorum lan bu oyunu yeter lan!!
Ama bunu söylemek için gerçekten çok geçti!Adamlardan biri cure basmış ve onun üzerine doğru geliyordu,adam spearına fire bastıktan sonra...
Critical HİT /806/
-ahhhh....
Bu ona gerçekten çok işlemişti!Ama auto potıon'a şükrediyordu tam o arada ufak bir lag gelmişti ama gözlerini açtığında kendini kalenin içinde,yani safe zone'da buldu...Fakat pazarın tam ortasında!
Hayrete kapılmış bir şekilde inventory'sinin açtı!Yine bir itemi düşmüştü!İyice sinire kesti artık!Storageye gidip üzerine bir şeyler aldı!Bankada kalan son parasınıda çektikten sonra at almayı aklına getirdi...ama ata artık hiç binemeyecekti ki?!
Gizlice,onu kimsenin takip etmediğinden emin olarak east gate'e doğru ilerledi...Bunu çözmeliydi!İçinde artık dolup taşmaya başlayan bir korkunun getirdiği cesaretle kendini dışarı fırlattı...Gece olmuş,yıldızlar göküyüzüne elişi pulları gibi dağılmıştı adeta!Artık gökyüzüne değil,arkasına bakmalıydı çünkü o bir katildi!!!
Uzun yolları izlemek yerine çayırlardan tepelerden gidiyordu kimseye gözükmemek için,hiç kimsenin olmadığı bir yere gitmeliydi,zaten bu east gate kapısı hiç kullanılmayan,traderlerin hiç rota belirlemediği bir kapıydı...Giderken lag yüzünden yanlışlıkla bir weasel'e vurdu...bir tane daha...ve daha sonra bir tane daha!Yukardaki murder experiencesine baktı...Evet yanlışlık eseri birşey keşfetmişti!Murder ex'i düşürmek için hızlıca monster kesmeliydi!Ama ne kadar?! 79000 tane mi?! Çünkü her vurduğu weasel sadece 1 murder ex point düşürüyordu!"Belki yaratıklar arasında ex farklılığı olabilir?!" diye geçirdi içinden umutsuzca...Tombstone'a gitmek istedi...Yo hayır!Orada her zaman newbie'ler olurdu!Bandit Den kalesinin arkasındaki ovalar her zaman boştu!Bir kere buradan 2 yıldızla geçerken sadece theftlere rastlamış,hiç bir eziğe bile rastlamamıştı...Peki şimdi hala öylemiydi acaba?!
Yalnızlığını anlatan yıldızlara bakarak değil arkasına bakarak yürüyordu!Çünkü ölürse butun bu yolu en baştan geçmesi gerekicekti,tekrar ilerledi!East köprüsnü çoktan geçmişti...Birden heyecanladı karşısındaki tiger kesen adamlar bakakaldı!Nasıl geçecekti buradan?! Yukarıya banditlerin olduğu dağlara baktı,oralar her zaman boştu!Eğer aşınmış kayaları izleyerek giderse belkide hiç kimseye görünmeden kolayca sıvışabilirdi,yukarıya,dağlara tekrar acırcasına bakarak:
-Bandit kralı...ulan eşkiya mı olucaz bunda sonra be bilader?!
Dağlara doğru tırmandı pusulu gölgeleri izleyerek banditlerin çok olduğu fakat playerların,özellikle newbie'lerin olmadığı bir yer bulmalıydı!Saklanarak,gözlerindeki sonu bitip tükenmez bir korkuyla asi dağların sivri kayalarını adeta aşındırırcasına yürüdü...Adamlar geride kalmışlardı...İşte fırsatını bulmuştu!Bu sefer arkasına değil,yıldızlara bakacaktı!Hızlıca oradan uzaklaştı...
Büyük bir ağacın tiger mt. way ile birleştiği bir kavşakta durdu istemeden!İşte burası çok iyi bir yerdi hem tigerlar,hem banditler!Hemen kesmeye başladı!Yanına tam 400 tane mana pot. 150 tanede healt potion almıştı bankadaki son parasıyla...Bir yandan kesiyor bir yandanda etrafına arkasına bakıyordu,yalnızdı hiçkimse yoktu bu karanlık gecede onun gölgesini örterecek...aslında bunu birazda sevmişti!Lag gitgide azalmaya başlamıştı...Kimsede yoktu çıkan butun giantlar kendi kesiyor paraları itemlerini alıyordu!Yeteri kadar okuda vardı,herşeyini repair etmişti,sanki sonsuz,geri dönüşü olmayan bir yolculuğa çıkacağını bilerek......Yaklaşık 1 2 saat kestikten sorna artık murder ex'ine baktı bir türlü azalmıyordu anca 78300'e kadar indirmişti...İtemlerine baktı yanmaya başlıyordu işte bu çok kötüydü!Zaten birazda bir level daha alacaktı,itemlerinin biraz daha dayanmasını diledi!Ama buna yetecek zamanı yoktu!lvl atlardı ama itemleri kesinlikle yanacaktı...Henüz durability'leri 4'tü 3 dakikad içinde artık 2'e düşünce mecburen botlarını,elliklerini,üstünü kafalığını çıkardı bu levelide almak için...
Defansı iyice azalmıştı herşeyi inventorydeydi,şansızşığı heryerde onu bulmak zorundaydı...ama...aniden önünde beliren parlak bir nesneyle irkildi...evet öyle parlıyordu ki dolu olan ınventorysinden 50 tane mana potıonunu birden atıverdi...
...intestingting elixir weapon gained...
İşte şansı biraz olsun gülmeye başlamıştı...Wapon elixir yaklaşık 200-250k civarında eden bir itemdı!kesmeye devam etti...ama ya ölürse evet ya elixir giderse?!Bir yanda bu telaş bir yandanda birisinin gelmemesini umarak kesmeye devam etti...ilerden gelen bir iki sese kulak kabarttı...karşıda...evet karşıda bandit kapısının önünde tigerları keserek gelen 3 5 adam olna doğru yaklaşıyordu...üstelik birinin elinde four ring lıgthing glaive vardı...ilerledi tekrar dağlara kaçtı!Yapacak bir şey yoktu!Ama adamlar onun üzerlerine hala geliyorlardı:
-İşte asıl RUN şimdidir hacım!KAÇ ulan KAÇ!
-Öldürün laaaan!! KATİL!item düşecek olm bakmayınn laaan
-...
İBRAHİM ŞANLI
A MURDER STORY/ Episode:5
BrotherHooD OF RED
...Dağlara...Büyük,heybetli,sivri kayalı dağlara doğru koştu...kaçmalıydı!Arkasındaki adamlar delicesine ona doru geliyorlardı!Kendini birden banditlerin arasından öyle bir atıverdi ki,ne arkasındaki adamnların ona cold status fırlatmaları nede üzerine gelen,etrafından fırlayıp,kulaklarının yanından vızlayarak geçen oklar onun moralini bozuyordu...Aslında artık buna iyice alışmıştı sanki!Murderlık yalnızlık demekti bunu öğrenmişti,üzerinde kırmızı yazısı olmayan,özellikle hunter kıyafeti giymiş hiç kimseye özellikle newbie’lere güvenmemeli onlardan kaçmalıydı...Artık kendisine atılan PM’leri bile görmüyor,yeri belli olmasın diye partylere bile girmiyordu...Yalnızlık...evet galiba bunu sevebilirdi?!Ama nereye kadar?!Kime güvenecekti...üzerinde parıldayan bu kırmızı,suçlu damgasını nasıl atacaktı,daha nereye kadar gidecekti,ne yapacaktı,alone runner kimdi ve şu anda ne yapıyordu?!Tekrar çaresizce gözlerinin altından arkasındakilere baktı birden çıldırmış ve ıslak bir mızrağın kanla bulanmış hıncını ensesinden aşağı inerken hisseti:
-Noooluoo laaa!!!!
Durdular...arkadan gelen bir iki adam sanki olduğu yere çakıldı kaldı en arkada diğerlerinden daha farklı duran ve diğerlerinden daha güçlü gözüken bir adam yaklaştı,bunları guildleri aynıydı ama ondan ne istiyorlardı?!İtem mı?!HAYIR?!
Bu adamın onun üzerindeki 18-20 lvl itemlerine ne ihtiacı olabilirdi ki:
-DURUN!
-TÜRKMÜŞ LAN ADAM!
-...
Yüzünden korku dolu bir koşuşun verdiği anlamsız bir tavırla gülümsedi...Onlara doğru ilerledi!Gördüğü four ring lıgthing glavie değil 52 lvl speardi...ama neden “item çıkacak,tutun adamı” diye bağırmışlardı ki?!:
-Selamınaleyküm bilader!
-Aleykümselam
-Kardeş kusura bakma az daha öldürüyoduk seni bağırmasan...Türk olduğunu bilsek dalarmıyız hiç?!
-Yok hacım eyvallah,önemil değil olur böyle mevzuular!
-Bilader ne bu böyle ya murder olmuşun?!
-...
Sustu...Karşındaydılar işte...isteseler tek bir vuruşta onu yere serebilirlerdi onu!Hiç kimseye karşısında duran kendi yurttaşları olmasına rağmen yinede güvenmiyordu...Bir süre bekledikten sonra arkadaki bir adam ona yaklaştı:
-Rahat bırakın lan çocuğu!Murder olmuşun bırakın!
-Aha gene babalığı tuttu bu lavuğun hafız işimiz var!eheue!
Hemen biraz ötede duran 40 45 lvl civarlarındaki bir archer birden atılıverdi:
-yav hafız bırakın şu lavuğu!Ulan ne güzel pusu yapıyorduk thefliğe,atrakisyona daldık aha murder diye çoştunuz lan hepiniz!Ben şimdiye üç kervan koparmıştım üç!
-Valla babalar yav,hadi Çakırcalı gelmyomusun kanka!
Çakırcalı...yanında gittiği onu çağıran adamın adı çakırcalıydı!”Gerçekten çok güçlü bir adama benziyor” diye gerçirdi içinden üzerindeki kırmızı yazıdan korkarak!Adam diğerlerinden uzaklaştıktan sonra ağır bir hareketle yere oturdu,onunda oturmasını ister gibi sadece baktı:
-Sen alone runner’ı tanıyormusun?!
Agwe şaşırmıştı...resmen kafası allak bullak oldu!Titreyerek dilinden çıkan 2 kelimeyle adama bakakaldı:
-E...evet...benim hayatımı kurtr....
Adam sözünü keserek devam etti sçnük gökyüzüne bakarak:
-...Biliyorum!Şu anda 4 saatten beri senin ve alone runner’ın ronin ile olan kavganız anlatılıyor!Daha demin senin peşine düşmemizin sebebi buydu!Alone runner benim bu oyunda tanıştığım ilk kişi ve onunla kardeş gibiyiz!
-Ronin...o da kim?!Neden herkes bizi konuşuyor?!
-Hıh...Ronin!Onun kim olduğunu bilsem şu anda ben bir deliydim!
-...
-nasıı...şimdi bilader dur bir Dakka yaw!
Adam ayağa kalktı...Yürüdü!Bir müddet durduktan sonra agwe’ye:
-Sadece bundan sonra daha dikkatli olmalısın!Herkes senin peşinde dolaşabilir,eğer şüpheli bir durum görürsen,şimdi senin frend listime ekleyeceğim!Bana herhangi bir mesaj yada whisper atman yeterli!Ama Ronin’e kesinlikle dikkat etmelisin senin peşine bir sürü Hunter ve paralı adamını takıcaktır muhtemelen!
Agwe gözlerini sinirle açarak,adamın suratına baktı:
-SEN KİMSİN?!
Adam gayet sakince agwe’nin sinirine aldırmadan:
-Seni jangana kadar koruyacağım!Beni takip et!
-...
Agwe,hiç bir şey anlamıyordu!Sadece bakıyor,yağmurun siyah saçlarından süzülüp gözleriyle birleşmesini izlıyordu!Adamı takip etmekten başka çaresi yoktu!Yaklaşık yarım saat boyunca yürüdüler!Yolda gördüğü herkes ona şaşkınca bakıyor “Hunter murderer” diye bağırıyorlardı!Artık o basit bir suçlu değildi!Yolda hiç kimse ona saldırmaya cesaret edememişti!Çakırcalı’yı görenler agwe’nin yanından bile geçemiyorlardı!Jangan önlerine geldiklerinde east gate’nin önündeki otların arasında saklanarak ilerlemeye başladılar!Agwe yavaşça east gate kapısına yaklaşan çakircalıya baktı,içeri doğru kendinden emin adınlarla ilerliyordu...Kendisini birden çalıların arasında atıverince önünden geçen 3 sivir okla kendinden geçti:
-Hasss..bu ne lan?!
Sağına baktı...İşte gene başlıyordu!Sayısı belli olmayan bir grup ona pusu kurmuşlardı town’ın önünde bu kapıdan girip çıkıtğını kim görmüştü acaba?!Hızla kapıya doğur koştu,ağzından rüzgarla birlikte süzülen tek bir kelime yağmura karışarak kapının önlerine yağdı sanki:
-ÇAKIRCALI!
Arkasını çevirdi istemeyerek...Bunca yolu gelmişlerde ama kapının önünde sıkışmışlardı!Agwe ne olduğunu anlayamadan erafa saldırmaya önüne gelene ok atmaya başladı...Kimseye bakmıyor sadece potıon basıyor ve artık bitmekte olan manasına dayanması için yalvarıyordu üzerindeki kırılmış itemlerine bakarak...
-HUNTER KİLLER!CATHC HİM!
-HE İS ALONE RUNNER’s FREND!
Etrafını kuşattılar!Herkes ona saldırıyordu!Belki 20 belki daha fazla ama neden ölmüyordu?!neden?!Arkasına yanlışlıkla döndüğünde çakırcalınında üzerinde bir kırmızı yazısı olduğunu,umutsuzluktan kızarmış gözleriyel fark etti!
-...
(arkadaşlar burada müzik olarak hepberaber “Hekimoğlunu” dinlıyoruz)
Çakırcalı onu kurtarmak için murder olmuştu!Üzerinden,ayaklarının altından geçip,göğsüne saplanan okları acımasızca söküp atıyordu!Birden çakircalının arkasını kuşatan 5 adama doğru hedef aldı!Okunu sönük gözlerindeki yanmakta olan bir umutla çekti....çekti....çekti...
...critical HİT //700//
...cold status...
İlerledi!Arkasından gelmekte olan adamlar yöneldi!Ardında 3’ünüde birde arrow combo fırlattı!Ama bu onlara yetmemişti hala geliyorlardı!
-ESCAPE!ESCAPE!
-A SHİT!
-AAaa alın lan alın!
-Agwe arkanda!
....CRİTCAL HİT!...
///1560///
Durmadan arrow combo çakıyor,ardında cold vave status ile anti devil bow kullanıyordu!Delicesine hertarafa saldırmaktan ziyade arkasında savaşan çakırcalı bakıyordu!Önüne geleni anında okluyordu!birden önüne atlayan bir adama onun canını gerçekten çok yaktı:
-AAaaaa ALIn lan illa cendere mi yapıcaz size al ulan AL!
....BERSEKKER GAUGE...
...CRİTİCAL HİT... ///2005///
İşte şimdi gerçekten kızmıştı...Çünkü Hp si 200 den dönmüş ve zor kurtarmıştı canını!Kapının önündeki admaların üzerine doğru berkessekker ile yürüdü!Adamlar birden safe zone’a kaçtılar ama Agwe’nina dını duyanlar diğer kapıdan dışarı çıkıyor,gelenleri yerini dolduruyorlar!Çakırcalı onune her geleni yere seriyor Agwe’nin peşini bırakmıyordu!Birden üzerine gelen 4 adama ghost spear serieslerden öyle bir skill vurdu ki sanki yağmur değil üzerine yağanlar kan gibi geldi Agwe’ye
-Vay baba!Ne yaptın yav?!
-Kaç!Safe zone’a git!
-ne kaçıcam ulan!Karı mıyım ben?!
Çakırcalının artık sabrı taşmıştı adamlar bitmek tükenmek bilmıyordu!Agwe’ye son bir kez bakarak:
-Tamam!Bunu sen istedin!
......FROST NOVA....
-Hönk?!
(devam edecek) allrigth reserved İbrahim ŞANLI
A MURDER STORY/ Episode:6
Riot in Jangan...
...Novanın etkisiyle etrafı kaplayan soğuk örtünün altında can çekişen aciz bedenler,yağmura karışan “help” sesleri ile Agwe birden kendini kapının diğer tarafına yani safe zone’a atıverdi...Çakıcalı sadece olanları sanki daha önce hiç yapmamış gibi izlıyor,kapının önünde olanları gururla seyreden Agwe’yede diğer sanki göz kırparcasına geriniyordu!Etrafta birden hiç kimse kalmamış herkes kaçmış,ama çogunluğu ölü olarak yerde “rezz” diye inliyorlardı çaresizce...Gecenin artık sonuna doğru atılan bu novayla sanki kapının önü sıcak güneşin kızıl ışınlarıyla birleşerek bir gökkuşağı oluşturmuştu adeta janganda...Çakırcalı yerde yatanlara hiç bakmadan arkasını döndü ve taştan kapının altından kulaklarındaki derin inlemelere aldırmadan ilerledi Agwe’nin yanına doğru:
-Baba ne yaptın sen böyle yavv?!
-oğlum çok pis gaza geldim lan,ayar etti lavuklar beni!Hayatımda bu kadar adamla kapışmadım
Agwe başını bir dost edasıyla kaldırarak:
-Yok lan onu demiyorum “Murder” oldun hafız?!
Çakırcalı Agwe’ye bakmadan şehrn içine doğru yürümeye başlar,ve daha sonra kafasını çevirerek:
-Düşmanımın düşmanı benim dostum!Dostumun Dostu benimde Dostumdur!
-...
-Eyvallah!
Tekrar ilerlediler...Şehrin içinde herkes onlara garip garip bakıyorlardı,sanki başka bir gezegenden gelmişler gibi...Agwe’nin önüne geçip ona laf atmayı deneyen her adamın önüne Çakırcalı atılıyor,herkesi susturuyordu...Artık storage’ye iyice yaklaştıkça etrafındaki insanlar çoğalıyor,kimileri onların gittiği yöne doğru açılan kapıları,birer birer tutuyor kimileride sadece arkalarından bakmakla yetiniyordu...Storage’nin önüne geldiklerinde Çakırcalı ona doğru dönerek:
-Paran var mı Kardeş?!
-Valla ne yalan söyliyeyim yok hacım!Bir daha demin weapon elixir çıktı onu satıcam!
Çakırcalı kasasından bir iki item ile biraz para aldıktan sonra:
-Al bunları bilader,biraz para verıyorum sana bu itemleride satarsın!Bu parayla kendine sağlam itemler al!
-Yav hacım ne gereği var şimdi?!
-AL lan AL!Artistlik yapma bana!
-Hade bakam,sağolasın...
...7000000 gold gained...
-OHA ne yaptın LAN! 70 milyon gold al olm ne yapıcam ben bunu yaw?!
-Lan olm al işte manyak mısın nesin!Bende para bol!3 5 item de veriyorum şimdi al bunları!heh!
Agwe gene biraz durdu...Tekrar Çakırcalıya baktı!Bu adam gerçekten çok güçlüydü etrafındaki diğer adamlara baktı!Hepsi onlara bakıyordu!Kapılara doğru kafasını usulca uzattı!Kapılar çoktan tutulmuştu bile...Yine aynı soruyu Çakırcalıya sordu:
-KİMSİN SEN?!
-Dostunun Dostu!
-...
Çakırcalı bir iki itemide ona verdikten sonra artık gitmesi gerektiği söyledi!Kapılara doğru yöneldi...Agwe üzerindeki kırmızı yazıyı ne yapacağını sordu Çakırcalıya ürkerek:
-Bu artık benim Hikayem...
-Nasııl lan?! OLm hepinizi tiyatro mu çevirionuz lan bana
-Nasıl kardeş anlamadım?!
-Neyse salla hacım!
-Ben kaçıyordum bilader hade görüşürüz,lvl kasmaya bak sos item falan al kendine BOL bol sağlamlaşman lazım!Unutma Ronin’e dikkat et!
Çakırcalı gittikten sonra biraz bekledi,artık etrafındaki herkese gülümseyerek bakıyordu...Downhag’a gitti kendine oradan bir iki item aldıktan sonra,şüpheli bakışlar arasında tekrar Jangan’a döndü...Telepor kapının merdivelerinden indikten sonra onu karşısında bekleyen ürpertici bir kalabalık ve en önde duran iri yarı,büyük armorlu bir adam tarafından durduruldu...
-Ronin...
Adam ona doğru ilerledi...Etrafında gezindikten sonra onunla savaşmasını istedi...evet teke tek!Çakırcalının sözlerini hatırladı,sanki gözlerinin onunden şimdi bu sözler geçiyordu!Ama ne gianttan ne boss’tan nede bunun gibi şerefsizlerden kaçmak erkekliğe sığmazdı,ne kadar 10/9’u kaçmak olsada...
Dışarı çıktılar arkalarındaki uğulutulu kalabalıkla birlikte...Hiçkimse ona saldırmadı,ronin dahil!Birden etrafınıda gözlerinin kamaştıra kahverengi tozlarının uçuştuğu bir büyü karşısında bakakaldı...
...Harpony Teraphy...
-THis day... your day murder!
Etrafta bahisler oynuyor herkes onlara bakıyordu ama kimse Agwe’ye dalma cesaretinde bulunamıyordu bile!
-cılız çucuğa bende 100k
-Ronin’e benden 2 milyon
-Ronin’e 250k
-Ronin’e benden 3 weapon elixir!
-...
Bahisler bir kenara,kin ve intikam bir kenara yığıldı...Durdular!Son bir ses duyulduktan sonra Agwe öleceğini bile bile gene aynı anı yaşıyordu:
-Let’S...you start(hadi sen başla!)
-...